Vespa, yıllar boyunca özünü korumayı başararak, kendini sürekli yenileyebildiği için, zamana meydan okuyan bir yaşam tarzının temsilcisi. Bu yüzden her dönem toplumun aynası olmayı başarmış, sosyal değişimileri ve trendleri yakından takip ederek sürekli modernliğin sembolü olabilmiş. Günümüzde metropol hayatının getirdiği avantajlardan vazgeçmeksizin, şehri ve şehrin sunduklarını doya doya yaşayabilmek ve bunun tadını çıkarmak isteyenler Vespa'yı tercih ediyor.
Bu tercihlerinde Vespa'nın Avrupa metropol kültürüyle yoğrulmuş bir efsane olması, elbette önemli bir rol oynuyor. Kendi kimliğinin yanı sıra, her Vespa sahibinin kimi zaman romantik, kimi zaman başkaldıran, kimi zamansa sempatik kişiliğiyle özdeşleşiyor. Bu yüzden, Vespa her zaman, samimi, rahat, özgür ve yaşama sevinciyle dolu insanların tercihi olarak ön plana çıkıyor.
VESPA Efsanesi'nin doğuşu:
Nisan 1946 Piaggio'nun Pontedera'daki uçak fabrikası savaş nedeniyle yerle bir olmuştur. Enrico Piaggio, babası Rinaldi'den görevi devraldığında uçak endüstrisi defterini kapatma ve kişisel ulaşıma yönelme kararını verir. Bu dönemde İtalya'nın perişan ekonomisi ve bozulmuş yolları, otomotiv endüstrisi için pek de ümit vaadetmiyordu. Yine de ulaşım çok önemli ve çözülmesi gereken bir konuydu.
İşte tam da bu dönemde, 1946 baharında, Enrico Piaggio'nun hayali Vespa gerçek olur.Basit, sağlam ve ekonomik olduğu kadar rahat ve zarif bir araç tasarlama işi Corradino D'Ascanio'ya verilir. Kadın erkek herkesin kullanabileceği, sürücünün giysilerini kirletmeyecek, yolcu da taşıyabilecek bir araç olmalıydı bu. Uçak mühendisi olan D'Ascanio, 1934'den o yana Piaggio'da ilk modern helikopterin üretilmesi projesinden sorumluydu.
Motorsikletlere tahammül edemeyen D'Ascanio yepyeni bir araç tasarlar. Uçak mühendisliği bilgilerinden yola çıkarak, gövdesi olan ve vitesi elden değiştirilebilen iki tekerlekli bir araç tasarlar. Motoru da arka tekerleğin üzerine monte eder. Nisan 1946'da ilk 15 Vespa, Pontedera'daki üretim bandından çıkar. İlk Vespa'nın çift zamanlı 98cc'lik motoru 4.500 devirde 3,5 beygir güç üretiyordu. Üç vitesliydi ve saatte 60 km'ye kadar çıkabiliyordu. İki tekerlekli bu ulaşım aracı, gürültülü ve rahatsız motosikletlere hiç benzemiyor, ilk bakışta zarif ve orijinal tasarımıyla göz dolduruyordu.
Vespa'nın olağanüstü başarısı kısa zamanda tüm tüm Avrupa'yı sarsacaktı. 1949 yılı sonuna kadar 35.000 Vespa üreten Piaggio, savaş yaralarının çabuk sarılmasında önemli bir rol oynar. 10 yıl içindeyse bu rakam 1 milyona çıkacaktır. 50'li yıllarda Vespa artık İtalya haricinde, Almanya, İngiltere, Fransa, Belçika ve İspanya'da da üretilemeye başlamıştır. Birkaç yıl sonra Hindistan ve Endonezya da bu ülkeler arasına katılır. 1948'de 125, 1955'de efsanevi 150 GS, 1963'de 50cc, 1968'de Primavera ve nihayet 1978'de bugün hala 125, 150cc’lik versiyonları üretilen the PX, dünyanın en meşhur iki tekerlekli aracı Vespa'nın mihenk taşları olmuştur.
Vespa, 2. Dünya Savaşı sonrası döneme damgasını vurmakla kalmamış, savaşın yakıp yıktığı Avrupa'nın yeniden doğuşunun müjdecisi olmuş, adeta Avrupa'lı olmanın sembolü haline gelmiştir.
İstanbul'da ise Ferco Motor ve Villa Levent
Sürücü Kursu'nun ortak çalışması - Vespa Academy- ile motosiklet eğitiminde yeni bir sayfa açmış.
Vespa Academy, motosiklete başlamayı düşünen veya
halihazırda motosiklet kullanıp sürüş tekniklerini geliştirmek isteyenlerin
teorik ve pratik sürüş eğitimi alabilecekleri yeni bir adres. Eğitimler,
motosiklet kullanıcılarına uzun yıllar sürecek keyifli bir motosiklet deneyimi
yaşatmayı amaçlıyor. Hedef motosiklet kullanıcılarının trafikteki riskleri
algılayıp bu riskleri minimuma indirerek motosikletlerini güven içerisinde
kullanmalarını sağlamak. Motosiklet ehliyeti olmayanlar, A2 sınıfı ehliyet
veren en eski ve ciddi eğitim kurumlarından Villa Levent’in de desteğiyle
motosiklet kullanmayı öğrenirken ehliyet sınavına da hazırlanabilecekler.
İşte bizler #bumerangdeneyimgünleri etkinlikleri kapsamında Vespa Akademi'deydik. Eğitmenlerin eşliğinde hem Vespa deneyimi yaşamış hem de blogger arkadaşlarımızla tanışma fırsatı yakalamış olduk. Ayrıca Vespa Academy ve Ferco Motor hakkında da bilgilenmiş olduk.
Çok eğlenceli ve bilgilendirici geçen eğitimimiz sonrası değerli eğitmenlerimizle ve diğer blogger arkadaşlarımızla muhabbet etme şansı yakaladık.
- İstanbul trafiği,
- Motor sürme eğitiminin ne kadar önemli olduğu,
- Geçen senelere nazaran İstanbul'da motorsiklet ehliyeti alan kişi sayısının artışı,
- İstanbul'da Motorsiklet kiralama,
- Vespa'nın tarihi ve scooter'lar,
- Villa Levent Sürücü Kursu ve Ferco Motor,
ve son olarak da bundan sonraki yapılacak bumerangdeneyimleri konularında sohbet ettik.. Eğer sizde motorsiklet sahibi olmak istiyorsanız veya motor sürme konusunda meraklıysanız mutlaka Vespa Academy- Arnavutköy'e uğrayın ve sıcakkanlı eğitmenlerle tanışın...
Ayrıca doğru sürüş becerilerine sahip olmadan ve riskleri algılamadan trafiğe çıkmak, hem kendimizin hem de diğer araç kullanıcılarının hayatını tehlikeye atmaktır diyeceğiz. Bu nedenle motosiklete binmeyi düşünenlere sürüş eğitimi almalarını şiddetle tavsiye ediyoruz. Eğitim programlarının içeriği, tarihler, motorsiklet kiralama ve kurs ücretleri için Ferco Motor adresini ziyaret edebilirsiniz.
Son olarak Bumerang ekibine ve katılan diğer blog yazarı arkadaşlara da bu güzel deneyim günü için sonsuz teşekkürler... Tekrar görüşmek üzere..
Katılan blog yazarları:
Kaan Göktaş, Yılmaz Asan, Zümrüt Bıyıklıoğlu, AhmetDoğdu, Ceren Günay,Koray Öksüztepe, Gulden Kaygısız, ve Hilal Meriç…
Detaylı ve bilgilendirici bir yazı olmuş, eline sağlık...
YanıtlaSilbeğenmene sevindim.. senin yazın da oldukca güzel ;)
YanıtlaSilyaşasın blog kardeşliği...
Tebrikler, yazı dolu dolu olmuş :)
YanıtlaSildanke schön :) bu arada bahcesehir kayıtlar ne zaman baslıyor?
SilDeneyim Günleri'nin en detaylı yazılarından biri olmuş sanırım :)Ellerine sağlık
YanıtlaSilteşekkür ederim beğenmenize sevindim ;)
Sil