2011 senesinde İsviçre'de deneyimlediğim ve bana çok ilginç gelen, görme engellilerle ilgili bir kaç konuyu blogda daha önce yazmıştım. Ne kadar güzel İsviçre görmeyenleri de düşünmüş demiştim.
8 Şubat (Cumartesi) günü ''Karanlıkta Diyalog'' sergisini gördükten! sonra Isviçre'de deneyimlediklerimin ne kadar havada kaldığını anlamış oldum. Şimdi 2-3 dakikanızı ayırmanızı bu yazıyı okumanızı ve okuduktan sonra kendinize uygun bir zaman ayırıp bu sergiye MUTLAKA gitmenizi istiyorum! Çünkü sergiden çıktıktan sonra duygularınız hiçbir zaman aynı olmayacak!
Neden bu sergiye gitmelisiniz?
- Dünya üzerindeki 45 milyon görme engelli kişilerin dünyalarını daha iyi anlayabilmek için
- Istanbul'da yaşayan görme engellilerin ne gibi zorluklarla karşılaştıklarını anlayabilmek için
- Empati yeteneğinizin artması için
- En azından 1,5 saat boyunca ''Dünya gözü ile değil GÖNÜL gözü ile bakabilmek için''
- Görme engellileri anlamaya çalışarak onları mutlu etmek için
Sergide ne yapacaksınız?
Birazdan anlatacaklarım tamamen eşim ve benim deneyimlediklerim üzerinedir. Sergiye girdikten sonra neler yapıldığını neler hissettiğimi yazmaya çalıştım. Sizi uyarmak istiyorum. Ben sergiye girmeden içeride ne yapıldığını bilmiyordum. Belki bu yüzden çok etkilenmiş olabilirim.
Isterseniz SPOILER yazdıktan sonraki kısmı okumadan sergiye gidin ve daha fazla etkilenin. Karar tamamen size kalmış ;)
Sergi öncesi ne yapacaksınız?
Sergiye 15'er dakika aralıklarla 8'er kişilik gruplar halinde giriliyor. Sizin başlangıç saatiniz örn: 14.15 ise 30 dakika öncesinde sergi alanında olmanızı istiyorlar. Bu sayede üzerinizdeki fazla eşyaları kilitli dolaplara bırakabiliyorsunuz. İçeriye sokmanızın yasak olduğu eşyalar:
-CÜZDAN
-GÖZLÜK
-ÇANTA
-ŞAPKA
-KAMERA
-CEP TELEFONU
Eğer ki sergi alanına bu eşyaları sokarsınız ve yanlışlıkla düşürürseniz içeride bulma ihtimaliniz çok düşük. Neden mi?
Çünkü içerisi; KAPKARANLIK!
İşte bu nedenle bu eşyaların içeriye sokulması yasak!
İşte bu nedenle bu eşyaların içeriye sokulması yasak!
İşin gerçeği ben sergi alanına girmeden önce, içeride az da olsa biraz ışık vardır diye düşünmüştüm ama inanın bana hiçbir şey göremiyorsunuz. Tam olarak 1,5 saat boyunca GÖZLERİNİZ tamamen bağlı gibi düşünebilirsiniz.
Sergiye bilet nasıl alabilirsiniz ne zamanlar açık?
Karanlıkta Diyalog Aralık 2013 tarihi ile Haziran 2014 tarihi arasında açık olacak. Sergi alanı Gayrettepe Metro istasyonu içinde. Eğer Anadolu yakasından gelecekseniz metrobüsle zincirlikuyu istasyonunda inip rahatça yürüyerek Gayrettepe Metro Istasyonuna geçebilirsiniz. Ulaşım arabasız olarak çok rahat yapılabiliniyor. Biletler kapıdan alınabildiği gibi (ama tavsiye etmiyorum çünkü genellikle haftasonu grupları dolu oluyor) biletix.com 'dan önceden satın alabiliyorsunuz. Tam biletler 25TL indirimli 17TL (öğrenci ve 65 yaş üstü)
Serginin resmi websitesi.
Bu arada unutmadan içeriye girmeden yanınıza biraz para almanızı tavsiye ederim ;)
---Spoiler---
(bu noktadan sonra sergi içinde neler yapıldığı ile ilgili bilgi var, isterseniz bu bölümü okumayabilirsiniz)
Kapıda 8 kişi olduktan sonra siyah perde açılıyor ve içeriye giriyoruz. İçerisi çok aydınlık değil ama halen birbirimizi görebiliyoruz. Burada bize beyaz bastonlarımız veriliyor. Bu bastonlar sergi boyunca bizim arkadaşımız olacak. Nasıl kullanmamız gerektiği nelere dikkat etmemiz gerektiği kısaca anlatılıyor. Daha sonra tek sıra olmamız isteniyor. Tek sıra olarak içeride bizi bekleyen görme engelli rehberimize doğru duvarı solumuza alarak yürümemiz isteniyor. işte bu yürüyüş başladıktan sonra SIFIR IŞIK kapkaranlık bir ortama adım atıyoruz. Bu gerçekten çok ilginç bir deneyim. Çünkü hayatımda SIFIR ışığın olduğu çok nadir ortamlara girmişimdir. Mutlaka küçük de olsa bir ışık aramıştır gözlerim. (yıldızlar, küçük bir lamba, cep telefonu ışığı vs) Ama burada hiç bir ışık yok! Sadece diğer 7 kişinin ve bastonların sesi var. Bastonum-benim arkadaşım, onu demin öğrendiğimiz kadarı ile kullanmaya çalışıyorum. Ama çok acemiyim. O yüzden bastondan daha çok duvarı sol elimle takip ediyorum. Önümdekiler geldik mi neredeyiz ben gidiyorum geliyor musunuz diye konuşuyorlar. Görme duyumu kullanamadığımı kısa süre sonra anlıyorum ve kulaklarım duyduklarım daha değerli olmaya başlıyor. Artık içeride gruptaki kişilerin neler dediğini dinlemeye başlıyorum. En öndeki duvar bitti diyor! Arkamdan eşim geliyor. Onun huzursuzluğunu hissediyorum. Ben buradayım önündeyim benim omzuma tutun diyorum. Omzuma tutunuyor ama nefes alışı hızlı, tedirgin olduğunun farkındayım. Gidiyorum gel diyorum. Kendi heyecanım azalıyor ona rehberlik etme görevi başlıyor. Çok ilginçtir eşim kapkaranlık ortama adapte olmakta zorlanıyor. Panik Atak gibi bir durumla karşılaşırsak ne yaparım diye düşünürken.
Tok bir ses. HOŞGELDİNİZ diyor. Hepimiz hoşbulduk diyoruz. Eşim beni tutuyor ama onun az da olsa rahatladığını hissediyorum. Çok ilginçtir rehberimiz bizimle konuşmaya başladığı andan itibaren tüm grup rahatlıyor. Rehberimiz bize kendisini tanıtıyor ve ismini söylüyor. 1,5 saat süre boyunca benimle birlikte küçük bir IStanbul turu yapacaksınız diyor. Bu sürede bana görme imkanı verseler ben 10 dakika dayanamazdım o yüzden sizi CESARETİNİZDEN ötürü kutlarım diyor.
Gerçekten o ana kadar bunun cesaret gerektirecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Çünkü ne olabilir ki içeri gireceğiz ve karşılıklı konuşacağız diye düşünüyorum. Ama o anda anlıyorum ki 1,5 saat boyunca hiç ışık görmeyeceğim. Bu karanlık ortamda 7 ayrı kişi ile birlikte farklı bir DENEYIM yaşayacağım. Gerçekten cesaretli olduğumuzu anlıyorum. Ama ilk başlardaki o ürkme hissi rehberimizle konuştukça azalıyor. Artık merak hissi daha baskın. Peki neleri merak ediyorum?
O anda nasıl bir oda da olduğumuzu merak ediyorum. Ne kadar büyüklüğünde bir yerdeyiz? Rehberimizin ismini biliyoruz ama kilosunu ne giydiğini bilmiyorum. Yanımda olan grup arkadaşlarımın isimlerini rehberimiz soruyor. Herkesin sesi farklı ama görüntüleri nasıldı kapıdan girerken dikkat etmediğimi fark ediyorum. Hangisi hangisiydi bilmiyorum merak ediyorum. Ve en önemlisi de önümüzdeki 1,5 saat boyunca neler yapacağımızı merak ediyorum.
Rehberimiz tek sıra halinde ilerleyeceğimizi en öndeki ve en arkadaki kişilerin isimlerini soruyor. Bu arada ben en arkaya geçiyorum. Bize arada isimlerimizi sorarak gelip gelmediğimizi kontrol ediyor ve bu sayede 8 kişinin tek sırada ilerlemesini sağlıyor.
İçeride bölümler sırası ile PARK, KALABALIK CADDE, ISTIKLAL, TRAMVAY, PAZAR, ISKELE, TEKNE ILE GEZINTI, EVE MISAFIR, TV SEYRETME, BRAILLE ALFABESI, YAZI YAZMA DENEYIMI ve CAFE'de oturup bir şeyler ısmarlama ve satın alma deneyimi yaşıyoruz.
Bunları yaparken sesleri daha dikkatli dinliyor, kokusunu ve rüzgarı hissediyoruz. Dokunarak karşımıza neler çıkıyor onları hissetmeye tahmin etmeye çalışıyoruz. Yazmanın ne kadar zor olduğunu okumanın ne kadar zor olduğunu anlıyoruz. Cebimizdeki paranın hangisi olduğunu kaç liramiz olduğunu bile bilmiyoruz? Alacağımız meyvenin rengini görmüyor ama kokusunu duyuyoruz, dokunuyoruz, karşıdan karşıya geçerken ''şimdi geçebilirsiniz'' cümlesi ne kadar değerli bunu anlıyoruz. Aslında sokakta yürürken ne kadar fazla ses duyduğumuzu anlıyoruz.
Rehberimiz ILHAN beye bize muhabbet edebilmemiz için oturduğumuz yerden sorular soruyoruz. Oturduğumuz zaman ne kadar rahatladığımızı anlatamam. O zamanlar aklımıza gelen soruları soruyoruz. Rehberimizin yaşını medeni durumunu soruyoruz. Karşılaştıkları zorlukları görme engellilerin ihtiyaçlarını neler yapılması geektiğini konuşuyoruz. Çocukların okulların geldiğini o gruplardaki soruların kendisini şaşırttığını öğreniyoruz. Gönül gözümüzün aslında ne kadar kapalı kaldığını hissediyoruz.
Kısacası 1,5 saat nasıl geçtiğini anlamıyor keşke daha uzun olsaydı diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Çıkarken loş birbirimizi gördüğümüz bir ortama geçiyoruz. Artık rehberimizi görebiliyorum. Sesine güvendiğim içeride beni kurtaran kişi artık gözümün önünde. Ama onun için yine aynı ben yine aynı sese sahip kişiyim. Diğer gruptaki arkadaşlarımı görebiliyorum. Onlarla içeride o kadar yakın bir arkadaşlık kurmuşuz ki. Dünya gözü aslında bizi dışarıda ne kadar uzaklaştırıyor birbirimizden diye düşünüyorum.
Çıkışta bize anı defterini doldurmamızı rica ediyor Ilhan bey. Sormak istediğimiz son sorularımızı kendisine sorup dışarıya çıkıyoruz.
Sergiden çıktıktan sonra?
Dışarı çıktıktan sonra kilitli dolaplardan eşyalarımızı alıp, artık başka bir bakış açısına sahip kişiler olarak sergi alanından ÇOK ETKILENMIŞ olarak ayrılıyoruz...
Sergi sonrası aklımda neler kaldı?
- Doğuştan kör olmak ile sonradan kör olmak arasında çok büyük fark var. Sonradan kör olmak çok daha zor.
- Görme Engelliler kendilerine yardım edildiğinde mutlu oluyorlar. Ama karşıdan karşıya geçerken sizin onu değil onun sizi tutmasına izin vermeniz gerekiyor.
- Istanbul'un görme engelliler için çok başarılı bir alt yapıya sahip olmadığı, daha yapılacak çok işin olduğu. (örneğin ATM cihazları görme engellilere göre dizayn edilmemiş)
- Küçük yaştaki öğrencilere aramızda engelli vatandaşların da olduğunu bu konuda farkındalığın arttırılması gerektiği
- Gördüğümüzü sandığımız ama etrafımızda kaçırdığımız çok şey olduğu. Diğer duyu organlarımızı çok kullanmadığımızı
- Görme Engelliler Call Center'larda çalışabildiği
- İçeride sadece bizim grubun rehberi Ilhan beyle tanışma şansımız oldu oysa Sergide bir sürü görme engelli rehber çalışmakta.
- İçeride sadece bizim grubun rehberi Ilhan beyle tanışma şansımız oldu oysa Sergide bir sürü görme engelli rehber çalışmakta.
- Dünya gözü ile görme ile gönül gözü ile görme arasında çok büyük fark olduğu...
Sizden ricam bu yazıyı olabildiğince çok kişiye ulaştırmanız. Karanlıkta Diyalog sergisine önce gitmenizi, daha sonra da arkadaşlarınıza bu sergiyi anlatmanızı istiyorum. Bu sayede belki daha fazla kişinin GÖNÜL GÖZÜ'nü açmış oluruz...
Sponsor desteği:
Karanlıkta Diyalog Kurucu Ortağı Hakan beyin desteği sayesinde, OMActivities.com okuyucuları için küçük bir hediyemiz var. Yukarıdaki Karanlıkta Diyalog hakkında yazdığım yazıyı sosyal medya hesaplarında (facebook, twitter vs) paylaşan okuyucular arasından 2 kişi Karanlıkta Diyalog Sergisi'ne giriş bileti vereceğiz. Sizden ricamız bu yazıyı sosyal medya hesaplarınızda paylaşmanız ve paylaştığınızı bize haber verebilmeniz için aşağıdaki yorum kısmına nerede paylaştığınızı ve kontak bilginizi bize iletmeniz. Bu sayede 30 Mart günü yapacağımız çekilişte 2 kişi 1'er adet sergi bileti kazanacaktır.
Bu arada Eşim Sarah'ın sergi ile ilgili izlenimlerini merak ediyorsanız ...
Sponsor desteği:
Karanlıkta Diyalog Kurucu Ortağı Hakan beyin desteği sayesinde, OMActivities.com okuyucuları için küçük bir hediyemiz var. Yukarıdaki Karanlıkta Diyalog hakkında yazdığım yazıyı sosyal medya hesaplarında (facebook, twitter vs) paylaşan okuyucular arasından 2 kişi Karanlıkta Diyalog Sergisi'ne giriş bileti vereceğiz. Sizden ricamız bu yazıyı sosyal medya hesaplarınızda paylaşmanız ve paylaştığınızı bize haber verebilmeniz için aşağıdaki yorum kısmına nerede paylaştığınızı ve kontak bilginizi bize iletmeniz. Bu sayede 30 Mart günü yapacağımız çekilişte 2 kişi 1'er adet sergi bileti kazanacaktır.
Bu arada Eşim Sarah'ın sergi ile ilgili izlenimlerini merak ediyorsanız ...
Karanlıkta Diyalog Sergisine ve OMActivities'e gösterdiğiniz ilgi için
Teşekkürler
Teşekkürler
Özgehan
Enteresan bir deneyim yaşamışsınız.
YanıtlaSilBence önemli olan, böyle bir deneyim yaşamaya gerek olmadan herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğidir. Böyle bir etkinliğe katıldıktan sonra insanlarda farkındalık oluşuyorsa, ben bir yerlerde sorun olduğunu düşünürüm... Ne diyorlar, sanki biraz şov bizinizz!
Sorun eğitimde bence...
Silbu yüzden çocukların bu sergiye mutlaka ama mutlaka gitmesi lazım.
Deneyimi yaşamadan tahmin etmeyiniz evde yazar, önce bir zorlukla bire bir kalın ondan sonra düşüncelerinizi tekrardan buraya yazarsınız :D
Çocukların eğitimi için kabul; böyle konularda kesinlikle eğitilmeliler, ki büyüyünce insan olabilsinler.
YanıtlaSilAma etkinlik takip edecek kadar eğitimli birinin bu etkinlik ile düşüncelerinde bir şeyler değişmemeli diye söylemekte ısrar ediyorum kusura bakmayın.
Belki daha çok empati kurabilir insan. Önemli olansa şehirdeki engellerin bilinçli yöneticiler tarafından kaldırılması, daha çok eğitim olanağı, iş fırsatı yaratılması. Yani aslında olayı böyle egzajere etmek yerine sosyal devlet için adımlar atılması, bu benim düşüncem.
Sonuçta ben böyle bir sergiye gitmeden de göremeyen (siz kör demişsiniz yazıda, demeyin bence) insanlarla sokakta karşılaşırsam ve benden yardım isterlerse yardımcı olurum, en azından yol veririm, bir yasa için imza kampanyası olursa önce gider ben atarım imzamı, ne bileyim eğer sosyal bir ortamda tanışırsam acıma ötesinde kafası bana uyarsa arkadaş olurum, bir de zaten görebildiğim için ne kadar şanslı olduğumun ve bunun için teşekkür etmem gerektiğinin farkındayım. O halde niye gideyim ki bu etkinliğe, iki saat adrenalin yaşamak için mi?
Yanlış anlamayın lütfen, bir keresinde magazin yazarlarından birinin karanlık lokanta deneyimlerini okuyup yine aynı şekilde tepki göstermiştim. O magazin yazarı acaba o lokantada karanlıkta yemek yedikten bir süre sonra hatırlamış mıdır neler olduğunu?
Aslında belki de bu etkinlik paralı olmasaydı çok daha pozitif bir yorum yapabilirdim. Konu engelliler olunca, projenin içinde de para olunca ister istemez kuşkucu oluyorum, affola:)
Silçok basit bir örnek vereyim. Orada çalışan görme engelli rehberlerin ziyaretcilerin gelmesinden ne kadar mutlu olduğunu görseniz duysanız bakış açınız değişecektir eminim.
tekrar ediyorum, denemeden o farkı anlayamazsınız.. ;)
Yok denemeyeceğim, ama tartışmayacağım da:)
YanıtlaSilBenim söylemek istediğim de bu zaten.. Denemeden tartışmak yersiz. :)
SilBen olaya değişik bir yerden bakıyorum, denemeden de tartışırım efenim:)
YanıtlaSilparasız olsa denerdiniz ama di mi? O zaman çekilişe katılın :P
SilYok parasız olsa daha çok kişi yararlanırdı, ben yine gitmezdim:)
YanıtlaSilTeşekkürler paylaşımınız için
YanıtlaSilhttps://twitter.com/halevepasa/statuses/434714671959277568
merhabalar..cok heyecan verici bir deneyim..cok merak ediyorum..hele ki gozum gorurken duvara carpmalarimi, kaldirima takilip dusmelerimi goz onune alirsam..:)
Silbak ben ikinciyi sildim..:))
SilKesinlikle bu da denenmeli :) Ödül için 30 Mart biraz uzak bir gelecek olmuş ama :)
YanıtlaSilyorumları çift yazınca iki defa hak kazanmıyorsunuz sayın hasan oral :))))
SilKesinlikle bu da denenmeli :) Ödül için 30 Mart biraz uzak bir gelecek olmuş ama :)
YanıtlaSilAnlamlı bir proje. Deneyimlemek ise ilginç olabilir. =)
YanıtlaSilBen yukarıda yazdığım gibi cok etkilendim. Umarım deneyimleme şansınız olur
SilGüzel bir şey yazmışsınız. Rehberlerin anlaşılmak için yapılan bu etkinliğe katılımdan ötürü duydukları mutluluk duygusunu deneyimlemek bile yeterli. 1,5 saat bir çırpıda geçiyor. 20 dakika oldu sanırken deneyim bitiyor. Karanlıkta farketmediğiniz algılarınız açılıyor. Daha çok duyuyor ve hissediyorsunuz, zaman algınız farklılaşıyor. İlk ışığı gördüğümde başım döndü, karanlık daha iyi geldi ama ne kadar sürerdi bilemem. Artık ne yapmayacağıma gelirse mesela kaldırımlara park etmeyeceğim artık, vapurda tramvayda görme engelli birini görünce yardım edeceğim. BU kısacık süre bunlara neden oluyorsa bile gidilmeli.
YanıtlaSil
SilFarkındalık çok önemli gerçekten yorumunuz için teşekkürler.