Bu kutuyu
yapmayı düşünmem, bir gün Danley’in mesaj atarak oğlu Zeke’nin yakında doğum
günü olacağını ve birlikte bazı kutular bulmak istediğini söylemesiyle başladı.
Geocaching
oyununa başlamaya karar verdiğim toplantıda tanımıştım Danley’i.
Bulcacher
nick’ini kullanan Türkiye’de yaşayan bir Amerikalıydı, ülkesinde ve Türkiye’de
1284 kutu bulmuştu; yani bizlerin zor hayal edeceği bir sayıydı bu. Bu oyuna
ilk başladığımda kurallar ve oyunun etiği hakkında Özgehan dışında Danley de
bana çok yardımcı olmuştu. 8 yaşındaki oğlu Zeke de geçen yıl babası desteğinde
bu oyuna başlamış, pek çok kutu bulup saklamıştı da. Zeke gibi çocukların bu
oyunu oynaması beni hep sevindirmiştir, çünkü hem doğada zaman geçiriyor ve
yürüyüş yapıyorlar, hem de oyunu ve kutuları çocuk gözüyle değerlendirip bizim
de bu yönlerini fark etmemizi sağlıyorlar.
Zeke’nin
doğum günü için özel bir kutu tasarlama fikri böyle doğdu işte. 8 yaşındaki bir
çocuğu sevindirecek, aynı zamanda farklı ve biraz da teknolojik olmalı diye düşündüm.
Geocaching kutusu olacağından da tabii ki uzun süre dayanmalı, Muggle
dediğimiz, oyunu bilmeyenler tarafından bozulmamalıydı. Bir hafta boyunca
düşündüm ve genel bir fikre ulaştım. Yalnız ihtiyacım olan malzemelerin
bazıları elimde yoktu ve biraz da maiyeti yüksekti. Yani kaybolmasını pek göze
almak istemiyordum. Bunun için uygun bir yer düşünmeliydim. En sonunda iş
yerimin dışarıdan ulaşılabilir bahçesine yerleştirmeye karar verdim. Aynı yerde
iki kademeli bir kutu olacaktı, ilk kutu bulunduğunda, diğerine ulaşmak için
gereken malzemeler elde edilecekti. Her iki kademenin arası 1- metre olduğundan
bunu bir Multi (birkaç farklı kutudan oluşan) Cache olarak değil, bir
Traditional (geleneksel, tek kutudan oluşan) Cache olarak yayınlayacaktım.
Kutunun içindeki kayıt defterine ulaşmak için bir kaç şey yapmak gerekeceği
için de “Field Puzzle” (kutu başında bilmece çözülmesi gereken) ibaresini
ekleyecektim.
Kutuyu
fiziksel olarak yapmak için bazı malzemelere ihtiyacım vardı: uzaktan kumandalı
ufak bir araba, atık su borusu, ilk malzemelerin sığacağı, kilitlenebilir
sağlam bir kutu ve kutuyu emniyete almak için sağlam bir zincir. Ufak uzaktan
kumandalı arabanın birkaç yıl önce işportalarda onlarca çeşidi satılıyordu. Ama
moda geçmiş, Çin’den o türünü getirmiyorlarmış artık. 1 tam gün ihtiyacım olan
arabayı aradım ve bir dükkanın arka raflarında tozlu bir kutuyla buldum. Tek
sevindirici tarafı, fiyatı da eskisi gibi olmasıydı J
Bu
arabalar uzaktan kumandadan şarj oluyor ve 4 kanalla basit bir şekilde kumanda
edilebiliyor. Kumanda için de sadece 2 adet kalem pil gerekiyor. Şarj ve
kumandanın nasıl yapılacağını iki dilden anlatan bir yazı da koymalıydım
kutunun içine ki, bulanlar ne yapmaları gerektiğini bilsin.
Aklımda
olan, kayıt defterini su borusunun içine saklamak ve kumandalı araba ile ona
ulaşılabilmeyi sağlamaktı. Bunun için arabanın önüne bir mıknatıs yapıştırdım.
Kayıt defterini de iki tarafına metal yapıştırdığım ufak bir kutuya sakladım.
Bu anlattığım kulağa kolay gibi gelse de, uygun malzemeleri bulmak ve test
etmek 2 gün sürdü. Sonunda sistemin en iyi şekilde çalışabileceğini düşündüğüm
malzemeleri seçerek, işi tamamladım.
Kumandanın ve anlatımların saklanacağı
kutuyu eski bir kasadan yapıp, şifreli kilit eklenebilecek şekilde modifiye
ettim. Kolayca ulaşılabilsin ama bilmeyenler de göremesin diye, bir zincirle
çıkartılacak şekilde, bahçenin iç tarafına astım. Geocaching.com sayfasında
koordinatlarını verdiğim ve tarif ettiğim bu kutunun yeriydi. Buraya gelen,
zinciri çekip, ilk kutuya ulaşacak, içinden anlatımı, arabayı ve kumandayı
alacaktı.
Arabayı kumanda vasıtası ile şarj ettikten sonra kayıt defterine ulaşmak için
su borusuna gitmek gerekiyor.
Burada
arabayı borunun içine yerleştirip, kumanda ile sonuna kadar sürmeli ve
mıknatısın kayıt defteri kutusuna yapışmasını sağlamalı. Daha sonra da arabayı
geri sürünce defter dışarı çıkıyor.
Deftere
kayıt yaptıktan sonra tabii her şeyin geri yerleştirilmesi lazım. Bunun için
defter kutusunu yine boruya geri koyup, arabayı ters olarak ardından itip,
borunun sonuna kadar
sürmek gerekiyor.
Daha
sonra arabayı, kumandayı ve anlatımları yine kasaya yerleştirip, eski yerine
geri koymalı ki bir sonra gelen de aynı heyecanı yaşayabilsin. Ve tabii ki
bulunan kutu geocaching.com sayfasında da kayıt ettirmek gerekiyor.
Zeke
doğum gününde bu kutuyu bulmuş ve söylediğine göre de çok beğenmiş. Kendisini
sevindirmek dışında, ben de yaparken çok eğlendim ve hoş vakit geçirdim. Böyle
farklı mekanizmalar düşünürken beynimiz acayip işliyor ve doğru sonuçlara
ulaşınca da endorfin salgılıyoruz. Zaten hobilerimizin amacı da bu değil mi,
eğlenmek ve zamanımızı değerlendirmek. Bu arada başkalarını da
sevindirebiliyorsak, ne kadar güzel.
Konuk Yazar: Hasan Oral
Geocaching nick: haoral
The Light at The End of The Tunnel Geocache Kutu Geocaching.com: Link
OMActivities'de Misafir yazar olmak isterseniz yazınızı bana gönderin belki bir sonraki yazı sizin yazınız olabilir... ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder